22 Kasım 2009 Pazar

Parti





Onu dinlemeyin. Bir tek kelime dahi okumayın. Bu benim mastürbasyonum. Derin bir nefes almaya çalıştım. New York'ta bir partiye gideceğimizi söylediklerinde nedense hayalimde bir çatı partisi canlanmıştı. Hayalkırıklığıydı. Herkes uçmuştu. Uçana kadar her şey hayalkırıklığıydı. Ardından ben de geldim. Yükselip odayı doldurdum. Duman gözümü sikti. Ağzım kurudu. Güzel kıçlara odaklanıp intikam peşine düşüyorum. İyi hissedip kendime diyeceğim ki hayatıma döndüm ve ben senden oluşmuyorum. Yaklaşan güzel kızların ağzına verdiğimi hayal ediyorum. Bir odaya kapanıp hızlı hızlı işimizi gördüğümüzü hayal ediyorum. Yükseliyoruz. Hızlanıyoruz. Yerime dönüyorum sadece tuvalete gidip geldim. Heyecanlanan yarı uyanık sikime bakıp geldim. Bugün sıcak bir ağız yok sana. Bugün hafif diş kesikleri yok. Bugün sağılmadan mandırana döneceksin. Hayatımın tuhaflığını düşündüm. Hani hepimize olur biraz uçunca elimizden başlarız yeniden değerlendirmeye, uzaklaşmaya. Başkası için biriktirdiğim spermlerim hiç hayal etmediğim birinin ağzında patlayabilir. Hiç tahmin edilemeyecek bir döşemeye patlayabilir. Hepsi basit. Neye niyet neye kısmet. Kendimi birine patlamak zorunda hissediyorum. Buralara kadar gelip, buralara kadar bu kadar acıyla gelip, tüm sinirimi, tüm acımı güzel bir kadının içine boşaltmadan gidemem. Meraklı bir kadınla deneysel bir yolculuğa çıkmadan dönemem. Duman koridor boyunca ilerliyor ve birbirlerini tahrik eden insanlara nedense selam verip ilerliyorum. İyice uçmadan önce hala biraz çekingen ve ölçülüyüm. Tarlabaşında kahve-bilardo salonu-cafe-bar karışımı sınırdakilerin, başka mekanlarda rahat edemeyenlerin, transeksüellerin, transeksüellerle düşüp kalktıklarını kimsenin bilmesini istemeyen adamların, meraklı gay öğrencilerin, masadan masaya dolaşan oğlanların gittiği bir yeraltı mekanı vardır. Dilden dile anlattıkça ayrıntıları değiştirilir fakat söylence siz oraya gitmeden daha önce mekana ulaştığı için mekan da sürekli değişir ve oluşan efsaneyi hak etmeye çalışır. Okey oynayanlara oral seks yapanlar vardır. Elle rahatlatanlar vardır. Şarkılar sizi hazırlıksız yakalar. Arabesk yerini teknoya (kısa bir süre) bırakır. Masadakiler kulağımız sikildi! AGD oldum! Beynimin eline verdiniz! Kulağımın kızlığı bozuldu! diye şikayet ettikten sonra bir türkü başlayabilir. Gece boyunca sürekli şaşırmak garantidir. Bu deneyim beni yırtmalıydı ama burada kendimi kaybetmeden önce yine de iyice kafayı bulmalıydım. Karakterim beş para etmese bile kolay kırılmıyordu. Her şeyi yapmayı hak edecek kadar acı çekmiş olmalıydım. Ölümün eşiğiydi. İyi olmam için şimdi onun yaptığını hayal ettiğimden fazlasını yapmalıydım.
O ağlamıyordu.
Ben de ağlayamazdım.
Beni özlemiyordu.
Sikimde bile değildi o zaman.
Benim bir zavallı olduğumu düşünüyordu.
O halde o bir sürtüktü bence.
O bana kapıyı kapatmıştı.
Ben kıçına bir tekme savurmalıydım.
Öfke ve savaş durumu bunlar her zaman seksi çağrıştırır. Onun siktiğimin çığlıkları. Yastığı ağzına sıkıştırıp attığı çığlıklar. Ağzını kapattırmadan pencereyi açıp Brooklyn'e doğru bağırtacağım bu gecenin talihlisini. Dalga dalga patladıkça şaşırtacağım. Ülkemiz hakkında bir fikir edinecek.
Herkes şarkıyla yerinden fırlar.
Yeterince uçunca her şarkı bir pagan ayinine dönüşür.
Dans eden devler oluruz.
Henüz kimseyi sikmedim ve dans ederek piyangoyu çekiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder