Coldplay-Shiver
Hayatımın en zavallı sevişmesi bu. Gerçekten daha kötüsü yok. Hiçbiri bunun yanına yaklaşamaz. İhtiyacım olduğu için mi burdayım? Bu bana iyi gelir diye mi? Onun tam olarak bunu yapıyor olduğuna inandığım için mi? Ondan haber alamadım, tanıdığım hiçbir arkadaşıyla değildi. Allahın belası ne kadar çabuk üstesinden geldi. Düşününce acıdan ikiye katlanıyorum, kafam uyuşuyor. Acı en sikindirik uyuşturucu öyle ki çektiğiniz acıyı engellemiyor. Tüm bu belirsizlik, tüm bu sessizlik başkasıyla olduğuna işaret ediyor. Her şeyi yeni baştan sıraya koyuyorum. Mesajları okuyorum. Gerizekalının tekiyim. Beni çoktan silmiş olmalı. Bana ait herşeyden uzaklaşmış olmalı.
Küçük notlar çöpe. (Zaten berbat bir fikirdi.)
İnce mor bir hırka çöpe.
Üç kar küresi çöpe. (Birini ben yapmıştım. Silikon tabancası, yumurta kabukları-evet aynen öyle- küre, kaide ve ben içine bir batman figürü yerleştirmiştim.-bunun da kötü fikir olduğunu düşünenler vardır- yumurta kabuklarının zarını temizleyin hazır kar taneleri de var bulursanız uğraşmayın. mikserden geçiriyorsunuz filan. figürü kaideye tutturun. kar tanelerini küreye yerleştirin ve kürenin 1/3 oranında gliserin ekleyin. küreyi dolduracak kadar sıcak su. ardından bağlantı noktalarına silikon. hediyeniz hazır.)
Küçük bir Botero heykeli çöpe.
Ve tabii çektirdiğimiz fotoğraflar çöpe.
Ve tabii diş fırçam çöpe.
Ve tabii mesajlar ve e-mailler.
Uninstall. "Bu kişiyi kaldırmak istediğinizden emin misiniz?"
Kesinlikle.
Enter!
Peki başkasını yerleştirmek istediğinize emin misiniz? 'yerleştirme' kelimesine vurgu yaparak canımı acıtıyorum. Eliyle tutup yerleştirir.
Bu şimdi gerçekten oluyor.
Leah saçlarımı kesebileceğini söylüyor. Bunu gerçekten yapar mısın? diyorum. Çünkü benimle ilgilenmesini gerçekten istiyorum. Saçlarınıza dokunan bir kızla, saçlarına dokunduğunuz bir kızla ilişkiniz hararetleniyor. Ona bir durumdan bir başkasına nasıl geçildiğini hiç anlayamadığımı söylüyorum. Biraz belirsiz, biraz muğlak konuşuyorum. Sadece düşündüklerimi söylemekle ilgilenmiyorum ilginç olmaya çalışıyorum. Beni kurcalası, açsın, çözsün. Çektiğim acıyı abartıp ona bir hafta boyunca kan işedim demek istiyorum. Ne işime yarayacaksa? Hikayemi ilginç buluyor. Şimdi tam o andayız. Her şey ilginç. Leah bokum boncukludur biliyor musun? Aaa öyle mi mutlaka görmeliyim.
Her lafımı çerçeveletecek neredeyse. Ona inanırsam işte bu sefer kesin kan işerim. Halbuki bu onun sırası. Biz birbirimizi yaratmıştık sonra kıyamet günü geldi çattı. Onu gerçekte olmadığı biri olarak gördüm ve bir süre buna kendisi de inandı. Aşkımız bir frankenstein hikayesiydi. Topladık bir araya getirdik. İçinden elektrik geçirdik. Bu kısmı çok güzeldi. Derken buralara kadar kaçmak gerekti. Bu ne çirkin şey böyle.
Bu ne embesil.
Bu ne hantal.
Bu ne iğrenç.
Bu ne kaba.
Korkunç.
İtici.
Sürtük.
Leah gülüyor. Merak etme geçireceğim içinden elektriği. Bu arada saçlarım kucağıma düşüyor. Sadece kısaltmıyor. Biraz şekil de versem iyi edermişim. Değişiklik bana iyi gelirmiş. Aynadan değişikliği kontrol ediyorum. Aynada hayatına devam edecek herifi görüyorum. Hayatının bir kaç yılını daha kaybetmek üzere olan herifle göz göze geliyorum. Hevesi içinde patlamış bir götoğlanı görüyorum. Anlatmaya başlıyorum, dilimi çözüyor, direncimi kırıyor. Ayağınız kırılır ve her ziyaretçiye olayı yeniden anlatırsınız. Bu sonunda özel zevkiniz olur. Kırılan kemiklerin seslerinden bahsedersiniz ve insanlar yüzlerini buruşturur acıyla. Yaptığım tam bu. Acıyı tüm detaylarıyla anlatıp onun bana aynısını yapmayacağından emin olmak istiyorum. Leah yanlış kişi. Bana asla acı veremez, bana bunu yapamaz; çünkü ben yapacağım. Şimdi duvara yazılıyor her anlattığım fakat silinecek ve temizlenecek. Makineyi kulağımın üstüne bastırıp yanları açıyor. Katlar ve geçişler veriyor. Elleri çok marifetli. Bir kadının elleri arasında başka bir kadını anlatıyorum. Saçlarımı yıkadıktan sonra koltuğa yayılıyoruz. Hakan ve Noah diğer kaçıkları toplayıp gelecekler.Her durakta biraz daha içerek ve çoğalarak. Gecikin ibneler. Gecikin de tedaviyi uzatalım. Ben biraz dinlenmeliyim. Ya da yorulmalı. Göreceğiz. Tekilaya ne derim? Hemen getir. Umarım bu sırayla değildir. Umarım anlatmaya başlamaz. Umarım altına yattığı herifleri dinlemek zorunda kalmam. Bu benim seansım olsun. Fakat uçtuktan sonra dinlerim. Her şeyi dinlerim. Hassiktir, bak o zaman olur.
Tanışmamızı anlatıyorum.
İlk görüşmemizi. Bana doğru gelişini ve delirmiş halimizi.
Birbirimize titreyerek ve inanamayarak dokunuşumuzu.
İzlemekle sevişmek arasındaki kararsızlığı.
Detaylar gözlerimi karartıyor. Ağlamaklı halim Leah'nın merhametini arttırıyor.
Benden esirgenen merhamete yaklaşıyorum. Aradığımın biraz azına.
İkimiz için de yeni ve bilinmedik bir şey bu. Gerçekten aşık olduğunuzu anladığınız bir an. En yoğun ıslak dönem. Hiç kurumayan. Onu külodundan kurtardığımda ıslanıp ağırlaşmış bir şeyden kurtardım. Öyle bir sevişirdik ki sevişmek kelimesi ihtiyacımızı karşılamazdı. Biz bir şey uydurmalıydık bu icada. Bunları anlatmıyorum. Bunlar gözlerimin karardığı anlarda hatırladığım şeyler. Bok varmış gibi hatırladığım. Ağzını kulağıma dayayıp fısıldıyor.
Dünyayla bağlantımızı kopardığımızı anlatıyorum. 'Kapanış ayini' diyorum.
Hikayeyi ellerine bırakıyorum. Benim hafızam ve benim kurgum. Benim seçip ayırdıklarım, özellikle öyle değil ama sonuçta öyle. Saflık yanılgımın içinden zorlanarak bulduğum kelimelerle terk edilişime kadar her şeyi suyun içindeki taşlara basarak ilerler gibi-arada sendeleyerek- anlatıyorum.
Leah'nın tepkileri açılan gözleri.
Güzel bir aşk hikayesine hayranlıkla eşlik eden gülümsemesi ve birazdan başlayacak olan berbat ikinci kısma bir hazırlık olan tedirginliği.
İnanmaya en hazır olduğum zamanda söylenen yalanların kesintisiz bir gerçeklik hissine kapılmama neden olduğunu söylerken elime dokunup bizi hızlandırıyor.
Kan dolaşımımın yönü kaçınılmaz şekilde değişiyor. Dokunmaya devam ettikçe kan dolaşımı görünür hale geliyor.
Dilim dişlerinin arasından geçtiği anda ilk kriz başlıyor ve Leah'ya sarılıp dakikalarca ağlıyorum.
Daha fenası olamazdı.
Daha rahatsız edici bir şey olamazdı.
Yavşak gibi salya sümük ağlıyorum ve rahatlamıyorum.
29 Kasım 2009 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder